Diyarbakır’ın Çınar ilçesindeki Karacadağ bölgesinden ismini alan karacadağ pirinci, bölgede gelir kaynağı olmakla beraber en çok tercih edilen tahıl türlerinden biridir.
Karacadağ pirincinin özellikleri, diğer pirinçlerden farkı, ekim ve hasat sürecini aktaran çiftçiler; maliyet ve satış fiyatlarını geçtiğimiz seneyle mukayese ederek oluşan farka dikkat çekti.
Bölgede yetişen karacadağ pirincinin özelliklerini aktaran Ferhat Tan, en belirgin yönünün doğal ve sağlıklı olması olduğunu söyledi.
Ferhat Tan
“Karacadağ pirincinin en büyük özelliği doğallığıdır”
Karacadağ pirincinin Çınar, Siverek ve Viranşehir üçgenindeki Karacadağ bölgesinde yetiştiğini belirten Tan, “Bu yüzde 100 doğal bir pirinçtir, içinde katkı maddesi yoktur, gübre veya ilaç kullanılmaz. Diğer bölgelerdeki pirinçler 4 ayda yetişirken Karacadağ pirinci 6 ayda yetişir. Ekim işini nisan ayında yapıyoruz. Ekimde çift sürülmez, toprak üzerine atılır ama çok su ister. Yani Uzakdoğu belgesellerinde gördüğümüz gibi suyun içerisinde kalan pirinçlerden değil, 3-4 günde bir sulanması ve toprağın sürekli nemli olması lazım. Toprağın nemi veya suyu kuruduysa pirinç de kurur.” dedi.
Tan, “Karacadağ pirinci diğer pirince göre biraz ufak ve esmerdir. Bunun sebebi de şayet gübre kullanılır ve ilaç atılırsa hem tane büyür hem de beyazlaşır ama doğallığı kaybolur. Doğal olmayınca da tercih edilmez. Karacadağ pirincini alanlar doğal ve sağlıklı olduğu için kullanıyor. Nitekim birçok doktor, şeker hastalarının bu pirinci kullanabileceğini söylüyor.” ifadelerini kullandı.
“Sulak alan arttırılırsa verim yüzde 100 artar”
Pirincin ekim, hasat ve satış sürecine değinen Tan, “Pirincimiz, Karacadağ bölgesinde yetişip pek batı taraflarına gitmediği gibi hemen tükenen bir pirinçtir. Ekim ayının başlamasıyla beraber toplama işlemi 15 gün sonrasına kadar biter. 2 aya kadar ne tüketecek ne de satın alacak pirinç bulamazsınız. Kısıtlı olduğundan batı illerine veya yurtdışına ihracatı yapılamıyor. Batı illerinden bilmeyen almaz, bilen de aldığı gibi başka pirinç kullanmaz.” şeklinde konuştu.
Karacadağ pirincinin yer altı sularıyla pahalıya mal olduğunu, elektrik faturaları yüksek geldiğinden çiftçinin ödeyemediğini belirtirken bu pirinci yetiştirmenin en güzel yönteminin ya baraj ya da kanal sulama sitemiyle olduğunu ifade ederek yeterli suyun olmamasından kaynaklı olarak ekim işleminin fazla yapılamadığını dile getirdi.
Devletin sulamaya yönelik proje geliştirmesi durumunda verimin yüzde 100 artacağına vurgu yapan Tan, “Bu tarlaların tümü pirinç olur. Kimse buğday, mercimek ya da arpa ekmez, herkes pirinç eker. Çünkü pirinç karlı bir sektördür. Pirinç de bire 50 ton kazanırken buğday da bire 20 kazanır. Pirincin zahmeti fazla olsa da kazancı iyidir. Tek dezavantajımız suyun olmamasıdır.” diye belirtti.
Cebrail Akbaş
Artan maliyetler pirinç fiyatını da etkiledi
Hasadın geçen sene olduğu gibi bu yıl da iyi olduğunu söyleyen çiftçilerden Cebrail Akbaş, “Sadece geçtiğimiz seneye nispeten bu yıl elektrik faturası çok geldi. Ondan dolayı bir kaybımız var. İyi hasatta dönüm başına 500 kilogram çeltik veriyor. Bu dönem biraz daha fazla ektik. Geçtiğimiz yıl pirinç fiyatlarıyla beraber gelen elektrik, gübre, yakıt ve ilaçlar daha düşüktü. Bu saydıklarımın fiyatı 2-3 katına çıkınca pirinç fiyatı da 2 katına çıktı ama elektrik faturaları çok yüksek. 2021’de 25 kilogramlık pirinç çuvalını toptan fiyatıyla 350 liradan satarken şimdi kalitesine göre 750-800 TL arası değişiyor.” ifadelerini kullandı.
Hüseyin Akbaş
Pirinç ekim-hasat sürecinin zorluklarını anlatan Hüseyin Akbaş ise nihayetindeki kazancın bu işin güzelliği olduğunu söyledi.
Akbaş, “Nisan ayında ekim için geldiğimizde yağmur, çamur içerisinde çalıyoruz. Bu çalışmamız yaklaşık bir ay sürüyor. Sabah güneş doğuşundan akşam batışına kadar çalışıyoruz. Babalarımız 40 yıla yakın süredir bu alanda çalışıyor, ben de bu işi babamdan öğrenerek yaklaşık 6 yıldır çalışıyorum. Bu işin güzel tarafı ise hasat zamanı geldiğinde halkın sipariş vermesi ve mahsulü satmamızdır.” dedi.