Ramazanda Ramazanı Yaşarken

Kuşatıcılığı doğal olan manevi bir zaman dilimidir Ramazan ayı. Bahar mevsiminin gelmesi, nisan yağmuru gibi. Farkında olan da olmayan da baharın gelmesiyle doğal olarak o mevsime girer ve güzellikler onu kuşatır.

Farkında olan ziyadesiyle güzelliklerden istifade eder, tüm hücrelerine kadar mutluluğu yaşar, ruhunu ve bedenini dinlendirir. Farkında olmayan ise bu doğal güzellikleri yaşamaz ama kökten mahrum da kalmaz. Sonuçta o doğal havanın içinde nefes alıp vermektedir.

Ramazan ayı da aynen öyledir. Tüm insanlar içindir.

Ama Ramazanı yaşamak ayrı, Ramazanda yaşamak ayrıdır.

Müminler Ramazanı yaşarlar. Onlar Allah’ın verdiği iman bilinci ile bu rahmet mevsiminden güzellikler devşirirken diğer insanlar alışkanlık kabuğunu kıramadığı için rahmet atmosferine girememektedirler, sadece Ramazanda yaşamış oluyorlar.

Çünkü bu ayın en büyük özelliği onda Kur’an’ın nazil olmaya başlamasıdır. Kuran da tüm insanlar için hidayettir, yol göstericidir.

“Ramazan ayı, içerisinde insanlar için hidayet rehberi, doğruyu gösteren açık belgeleri kapsayan ve hak ile batılı birbirinden ayıran kitap olarak Kur’an’ın indirilmiş olduğu aydır.” –Bakara: 185-

Yani Ramazan ayı neden bu kadar mübarektir, neden bu kadar muhteremdir?

Çünkü Kur’an bu ayda indirilmiştir.

Kim için indirilmiş? 

Tüm insanlar için. Ama “insanlar için”.

Kuran nedir?

Hidayet rehberidir, yani doğru yolu tanıtandır, kılavuzdur. Aynı zamanda O Kur’an Furkan’dır. Hakk ile Bâtıl’ı birbirinden ayıran apaçık belgeleri kapsayan ve gerçekleri açıklayan KİTAPTIR.

Bir kutsi hadiste Rabbimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir: “Bana itaat edenler misafirlerimdirler. Bana şükredenlere nimetlerimi arttırırım. Beni zikredenler nimetlerimin içindedirler. Bana isyan edenleri rahmetimden umut kestirmem. Tevbe ederlerse ben onların sevgilisiyim. Dua ederlerse onların cevabını veririm. Hastalanırlarsa onları zorluk ve musibetlerle tedavi eder, onları günah ve manevi kusurlardan arındırırım.”

Rabbimiz Rahmet iklimini, Kuran’ın nazil olduğu geceyle veya gece ve gündüzle sınırlı tutmamış, bütün bir aya yaymıştır. Kullarına ihsan etmek, onları sevdirmek için adeta fırsatlar yaratmıştır. İstemeyerek günah işleyen kullarını da bu ihsandan faydalandırmaktadır.

Şu anda biz Müminler Ramazanın içinde Ramazanı yaşamaktayız. Kullar günahlara yeltenmesin diye Rabbimiz, rahmet iklimini daha da cazip hele getirerek cinni şeytanları zincirlere vurmuştur.

Ama insi şeytanlar gün ortasında aleni bir şekilde yiyip içerek, başkasına ikram da ederek adeta cinni şeytanların zincire vurulmasını protesto ediyorlar, haram ve küfür bataklığına atlayarak ısrarla rahmete meydan okuyor, nur iklimini kirletmeye çalışıyorlar.

Unutmayalım ki adı üstünde, bunlar “şeytan” ve “recim”, yani rahmetten kovulmuş yaratıklardır.

Ne rahmet nurunu kirletebiliyor ne de Mümin kullara zarar verebiliyorlar. Onlar kendi ateşinde yanıp tutuşuyorlar.

“Hidayet” olan Kuran da zaten “insanlar için” indirilmiştir, şeytanlar için değil.

Doyasıya Ramazanı yaşayan Bismilli hemşehrilerime Rahmet İklimi mübarek olsun.