Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah Teala’ya salat selam Resul-i Ekrem (SAV) in aline ashabına ve kıyamete kadar O’nun sünneti seniyyesine tabi olan muttaki Müslümanların üzerine olsun.
Öncelikle idrak edeceğimiz Ramazan ayını Cenab-ı Hak, O’na ibadete ve Zât’ına kurban yani yakınlaşmasına vesile kılsın. On bir ayın sultanı, Kur’an ayı, mağfiret ayı, hayır ve bereketin zirve halinin yaşanacağı, günahlarımızın affedileceği mübarek Ramazan ayına kavuşmanın sevincini bize yaşatan ve bizleri batıldan, her türlü sapkınlıktan, aşırılıktan, yanlış inanç ve fikirlerden, küfürden şirkten zulümden, riyadan ve fısk-u fücurdan bizlerin muhafaza edip bizleri hakka tabi kılıp yani karanlıklardan nura, dalaletten hidayete erdiren ve bizleri âlemlere rahmet olarak gönderdiği Muhammed Mustafa’ya ümmet kılan âlemlerin Rabbi ve mülkün sahibi olan Allah’a sonsuz şükürler olsun.
Rahmet, merhamet ve şefkat sahibi Yüce Allah günahlarımızı mağfiret etmesini, merhametin, hoşgörünün, rahmetin, şefkatin, izzetin, iffetin, hayânın, sabrın, kanaatin, tevekkülün, tefekkürün, güzel duyguların, kısaca insan olmanın vasıf ve sıfatlarının Kur’an ayı olan Ramazan- Şerif ile ayı ile birlikte benliğimize kazanılmasına vesile olmasını temenni eder, 12 yıldır bütün zalimlerin ve özellikle Eli kanlı katil diktatör olan Esed zalimine karşı onurluca mücadele veren Suriye, bütün imkansızlara, Siyonist İsrail’in saldırı ve vahşetine rağmen büyük bir cesaret ve onurla Kudus ve Mescid- i Aksa’yı savunan Filistin, Mısır’da Irak’ta, Arakan’da, Afganistan’da, Çeçenistan’da, Somali’de, Libya’da, Mali’de, Doğu Türkistan’da, Afrika’da ve dünyanın bir çok yerinde Müslümanlar Allah dedikleri için zulüm, işgal ve mahrumiyet içinde olan Bilad-i İslam coğrafyalarının özgürleşmesine ve zalimlerin zulümleri, işgalcilerin işgalleri ile helak olmasına vesile olsun.
Muttakiler için hidayet kaynağı olan Kuran-ı Kerim’de Yüce Allah şöyle ferman buyuruyor : Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç farz kılındı. İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlar için bir yoksulun (günlük) yiyeceği kadar fidye yeterlidir. Bir iyiliği mecbur olmadan yapan için bu (yaptığı) iyidir. Ama orucu tutmanız -bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır. O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor). Bu ayetlerin nüzulü ile İslam’ın beş şartından biri olan oruç farz kılınmıştır. Selmân-ı Fârisî hazretleri, Resûlullah efendimizin şaban ayının son günü hutbede şöyle buyurduğunu bildirmektedir: (Ey Müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece ki Kadir gecesi, bin aydan daha faydalıdır. Allah-u Teâlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri teravih namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmış gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer cennettir. Bu ay, iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda müminlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda, bir oruçluya iftar verirse, günahları affolur. Hak Teâlâ, onu Cehennem ateşinden azad eder. O oruçlunun sevabı kadar, ona sevap verilir.) yine başka birçok hadiste Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor “Kim Ramazan’ın faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek teravih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır” (Müslim) Oruçlarımızla birlikte cennete özel kapılardan girme fırsatı bizi bekliyor. Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. ‘Oruçlular nerede?’ diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez” (Buhârî). “Şüphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan’ı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur”
Üstad Bediuzzman da Risale-i Nurda oruç ile ilgi şöyle der:
Ramazan-ı Şerifteki oruç, hakikî ve hâlis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır. Çünkü sair vakitlerde mecburiyet tahtında olmayan insanların çoğu, hakikî açlık hissetmedikleri zaman, çok nimetlerin kıymetini derk edemiyor. Kuru bir parça ekmek, tok olan adamlara, hususan zengin olsa, ondaki derece-i nimet anlaşılmıyor. Halbuki iftar vaktinde, o kuru ekmek, bir mü’minin nazarında Nefs-i insaniye gafletle kendini unutuyor. Mahiyetindeki hadsiz aczi, nihayetsiz fakrı, gayet derecedeki kusurunu göremez ve görmek istemez. Hem ne kadar zayıf ve zevâle maruz ve musibetlere hedef bulunduğunu ve çabuk bozulur, dağılır et ve kemikten ibaret olduğunu düşünmez. Adeta polattan bir vücudu var gibi, lâyemûtâne, kendini ebedî tahayyül eder gibi dünyaya saldırır. Şedit bir hırs ve tamahla ve şiddetli alâka ve muhabbetle dünyaya atılır. Her lezzetli ve menfaatli şeylere bağlanır. Hem kendini kemâl-i şefkatle terbiye eden Hâlıkını unutur. Hem netice-i hayatını ve hayat-ı uhreviyesini düşünmez; ahlâk-ı seyyie içinde yuvarlanır.
İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, en gafillere ve mütemerridlere, zaafını ve aczini ve fakrını ihsas ediyor. Açlık vasıtasıyla midesini düşünüyor; midesindeki ihtiyacını anlar. Zayıf vücudu ne derece çürük olduğunu hatırlıyor. Ne derece merhamete ve şefkate muhtaç olduğunu derk eder. Nefsin Firavunluğunu bırakıp, kemâl-i acz ve fakr ile dergâh-ı İlâhiyeye ilticaya bir arzu hisseder ve bir şükr-ü mânevî eliyle rahmet kapısını çalmaya hazırlanır—eğer gaflet kalbini bozmamışsa! Ramazan ayı takva ayıdır Allah Teâla orucun hikmetini anlatırken umulur ki sakınırsınız. Ramazan tevbe ayıdır, Ramazan’la birlikte bütün günahlarımızı affettirebilme fırsatı bizi bekliyor. Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır” (Buhârî). Ramazan ayı dua ayıdır, iftarla birlikte dualarımızın kabul olunma fırsatı bizi bekliyor. Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Şüphesiz oruçlu için iftar vaktinde geri çevrilmeyen bir dua hakkı vardır” (Camiüssağir). Ramazan bereket ayıdır. Sahurla birlikte evlerimizi ve hayatlarımızı bereketlendirme fırsatı bizi bekliyor. Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır” (Buhârî). Ramazan teravih ayıdır. Teravihle birlikte omuzlarımızdaki günah yüklerinden kurtulma fırsatı bizi bekliyor. Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Kim Ramazan’ın faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek teravih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır” (Müslim).Ramazan ayı cennete vesile bir aydır. Oruçlarımızla birlikte cennete özel kapılardan girme fırsatı bizi bekliyor. Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. ‘Oruçlular nerede?’ diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez” (Buhârî). Ramazan cennette girme fırsatı ve vesilesidir.“Bir kul Ramazan ayına erişir de o aydan günahlarını affettirerek çıkamazsa burnu yerde sürünsün” (Beyhâki) Ramazan nefis terbiyesi demektir. Ramazan ayı nefisimizi terbiye ayıdır. Efendimiz ‘in (s.a.s), “Nice oruç tutanlar vardır ki, (günahlardan uzak durmadıkları için) onların oruçlarından geriye sadece açlık ve susuzluk kalır.” (İbn Mâce) hadisi gereği her türlü haramdan sakınacağız. Orucumuza halel getirecek söz ve davranışlardan sakınacağız. Yoksa Efendimiz ’in (s.a.s), “Kim yalan söylemeyi, cahilliği ve cahillikle amel etmeyi (günah işlemeyi) terk etmezse, Allah’ın onun yemesini, içmesini terk etmeye ihtiyacı yoktur.” (İbn Mace) hadisi gereği boşa kürek sallamış olacağız. Ramazan helal lokma,kardeşlik, merhamet, İslam’i bir ahlak bilinci demektir Ramazan zamanımızı iyi değerlendirme ayıdır. Vaktimizi sokakta kahvelerde tv veya internet ile boşa geçirmeden zikir, istiğfar ve taatle geçirmeye gayret edelim. Zihinlerimizi küfrün, fitnenin, emperyalizmin içi ideolojilerinin ve taassubun işgalinden kurtaralım. Noel’de ve diğer batının yapay günlerinde indirim yapan fakat Ramazanda fiyatlara fahiş zam yapan, stok yapan fırsatçılık yapıp dünyevileşmiş Müslümanlara da Allah merhamet ve hidayet nasip etsin.
Bu duygu ve düşüncelerle sizlerin ve ümmeti Muhammed’in Ramazanlarını tebrik eder Rabbim hayırlara vesile kılsın. Son olarak dua ile yazımızı bitirelim.
ALLAHIM; Yaptığımız bütün ibadetlerimizi kabul eyle. Hoşnutluğunu kazandıracak, kusursuz kullukta bulunma imkânlarını lütfeyle.Bizi, rızanı kazanmak için acele edenlerden, amel-i sâlih işleyenlerden eyle. Hakiki iman edenlerden, yoluna yönelenlerden, emrine kulak verenlerden eyle. Birbirine karşı hakkı ve sabrı tavsiye edenlerden, seni zikredenlerden ve sana şükredenlerden eyle. İyilik ve güzellikten yana olan, hayır ve hizmetten geri durmayanlardan eyle. Bahtiyar kullarının amellerini işleyenlerden, muradına nail olanlardan eyle. Böylece bizi, razı olduğun sevgili ve seçkin kullarından eyle YA RABBİ.