Göreve yeni başladığım yıllarda, bir arkadaşımın babası vefat etmişti. (Rabbim taksiratını af etsin ve onu cennetine nail etsin inşallah.) Taziyedeydik, baktım sarıklı bir adam geldi. Biz de alim sanıp saygıda kusur etmemeye çalışıyoruz. Adam oturdu bir konuşmaya başladı. Muhterem cemaat ben de hafızım, hafız o kimsedir ki, Kur’anları, yasinleri ve mevlidleri ezbere biliyor, falan filan atmaya başladı. O kalabalığın içinde aldığımız terbiye el vermiyor ki ters bir şey söyleyelim. Kulağına söylüyorum, ama duymamazlıktan geliyor. Nihayetinde bir şekilde adamı göndermeyi başardık, Rabbim hepimizi hidayet etsin inşallah…
Maalesef bunun gibi piyasada çok sahtekar olduğu gibi, bir iş hakkında doğru dürüst bilgisi olmadığı halde işin uzmanıymış gibi konuşan o kadar çok cahil insan var ki insan hangi birisiyle uğraşacağını şaşırıyor…
Özellikle de dini konularda konuşan konuşana… Bir bakıyorsun biri diğerini dinden çıkarmış, bir bakıyorsun ki şu adam şöyle bir şey söyledi onun karısı boşmuş da yok adamın haberi yokmuş vs… Ya bu kadar kolay mı, Adam kâfir oldu demek, nikahı düşmüş demek? Bazen çok büyük alimler bile kolay kolay bu fetvaları veremezken, ağzı olan konuşur misali, ne dediğini bilmeden, sonucunun nereye varacağını kestiremeden, ha bire konuşuyorlar.
4 kısım cahil olduğu söylenir ; bir kısmı alim olduğu halde kendini cahil sanır, onu cahil değilde alim olduğu konusunda uyarmak gerekir. Diğer bir kısım cahil olduğunun farkında değildir. Bir kısım ise cahilliğini kabul eden kısım, bu iki kısım da zararsız olduğu söylenir. Asıl önemli ve zararlı olan dördüncü kısımdır ki, cahil olduğu halde kendini herkesten daha bilgili görür. Bu yüzden ona laf anlatamazsın, kafasına bir şey sokamazsın, o kendi bildiğinden başkasını asla kabul etmediği gibi, karşısındakilerle sürekli tartışmaya girer, delilsiz bir şekilde kendi bildiğinin doğruluğunu ıspatlamaya çabalar… Bunun bu halini görenler onunla tartışmaktan çekinirler. O da kendince kimse benimle tartışamaz, çünkü ben çok bilgiliyim sanır.
Mevlana ne de güzel söylemiş!
“Edepli edebinden susar da edepsiz ben susturdum sanır”
Gelelim son zamanların gündemdeki konusuna; Sezen Aksu Hz. Adem ile Havva (as) a cahil demiş…
Allahu tealanın tüm eşyanın isimlerini öğrettiği, bu ilmi için bütün meleklere ona secde etmeyi emrettiği, secde etmeyi reddeden Şeytanın da bu yüzden lanetlendiği, bunlar da bütün Kutsal Kitaplarda geçtiği halde, Adem (as) a cahil demek, ya tüm ilahi dinleri (Yahudilik, Hristiyanlık, İslamiyet) kabul etmemektir, hepsine düşmanlık etmektir ki ben pek böyle ihtimal vermiyorum. Ya da tüm bunlardan haberi olmayacak kadar cahildir, bilgisi olmayan bir şey hakkında konuşmaktır… İşte insan bilgi sahibi olmadığı konularda konuşursa, ahirette bütün sözlerinden hesaba çekileceği gibi dünyada da bazen böyle çıkmaza girer, rezil rüsva olur…
O yüzden demişler ki bilmiyorsan sus da Alim sansınlar.