(Bu yazımı iki sene önce rahmet-i rahmana kavuşan merhum babama ve gurbette Ramazanını geçirecek olan oğlum Emir Hakan’a ithaf ediyorum.)
Bizleri, on iki ayın sultanı, afv ve mağfiret ayı olan Ramazan-ı Şerife kavuşturan Rabbimize sonsuz hamdü senâlar olsun. Habibi Rasulü Ekrem (s.a.s.)’e, Âline salat ve selamlar olsun. Bu ayın kıymetini bilip, en güzel şekilde değerlendirmeyi Allah (c.c.) cümlemize nasip ve müyesser eylesin. Alemi İslam’a hayırlı ve mübarek eylesin.İslam’ın beş temel esası olan Oruç ayına yani ramazana girmiş bulunmaktayız. Yüce Allah Kuran-Kerim’de “Ey müminler! (Kötülüklerden ve haramlardan) korunmanız için oruç tutmak, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı” (Bakara, 2/183) buyurmuş, Peygamber Efendimiz (s.a.s.) “Kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır” buyurmuştur.( Buhârî, İman, 28. II, 228.) Ey müslümanlar! Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. Bu, içinde ‘bin aydan daha hayırlı olan’ Kadir Gecesi’nin bulunduğu bir aydır.Bu ay; Allah Teâlâ’nın, gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde teravih namazını nafile olarak meşru kıldığı (mübarek) bir aydır.Bu ayda kim bir hayr işlerse başka zamanlarda bir farzı yerine getiren kimse gibi sevap kazanır. Bir farzı eda eden de başka aylarda yetmiş farzı yerine getiren gibi sevap kazanır.Bu ay sabır ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir.Bu ay ihsan, yardım ve eşitlik ayıdır.Bu ay müminin rızkının arttığı bir aydır.Kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, onun günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. İftar ettirdiği Müslümanın aldığı sevaptan bir şey eksilmeksizin onun kazandığı kadar da ayrıca sevap kazanır.”Bizim hepimiz bir oruçluyu iftar ettirecek imkana sahip değildir… dediler.Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem;“Allah Teâlâ bu sevabı bir oruçluyu bir hurma veya bir yudum su ya da bir içim süt ile iftar ettirene de verir” buyurduktan sonra hutbesine şöyle devam etti:“Bu ay, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan bir aydır. Kim (bu ayda) emri altındakilerin yükünü hafifletirse Allah onu bağışlar ve cehennemden azat eder.Bu ayda dört şeyi çok yapınız. Bunların ikisi ile Rabbinizi hoşnut edersiniz; ikisinden de zaten uzak kalamazsınız. Rabbinizi hoşnut edecek iki işiniz; lâ ilâhe illallah diyerek Allah’ın birliğine şehadet etmeniz ve bağışlanma dilemenizdir. Uzak kalamayacağınız öteki iki şeye gelince, onlar da Allah’tan cenneti isteyip cehennemden kurtulmayı dilemenizdir.Kim bir oruçluyu doyuracak olursa Allah onu benim havuzumdan sulayacak, o da cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.” Ayet ve hadis- Şeriflerle Allah ve ve Resülü bize orucun mahiyetini açıklamışlardır. Üstad Bediuzzaman Orucu şöyle tarif eder “Ramazan-ı Şerifteki savm (oruç) İslâmiyetin erkân-ı hamsesinin (beş rüknün) birincilerindendir. Hem Şeâir-i İslamiyenin azamlarındandır. Hem Cenâb-ı Hakk’ın rububiyetine, hem insanın hayat-ı içtimâiyesine, hem hayat-ı şahsiyesine, hem nefsin terbiyesine, hem niam-ı İlâhiyenin (Allah’ın nimetlerinin) şükrüne bakar hikmetleri var, bu suretle oruç çok cihetlerle hakikî vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne geçer. Yine Oruç, “hakikî ve halis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır. nefsin ahlâk güzelliği ve serkeşane muâmelelerden vazgeçmesidir. nefsin firavunluğunu bırakıp, kemal-i acz ve fakr ile dergâh-ı İlâhiyeye ilticaya bir arzu hissetmek ve bir şükr-ü manevî eliyle rahmet kapısını çalmaktır. Dilini yalandan, gıybetten ve galiz tabirlerden ayırmak ve lisanı, tilâvet-i Kur’ân ve zikir ve tesbih ve salâvat ve istiğfar gibi şeylerle meşgul olmak ve gözünü ibrete ve kulağını hak söz ve Kur’ân dinlemeye sarf etmektir. Beşerin musîbetini ikileştiren sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün ilâcıdır. Ey Allah’ım Sen benim Rabb-ı Rahimim’sin; ben senin aciz bir abdinim.”şuurunu kazanmaktır.’’ İsmet ÖZEL’in tabiri ile oruç küfre meydan okumaktır. Aynı zamanda Ramazan bir sükûnet bir yavaşlama ayıdır. İç hesaplaşmaların yaşandığı, kendini muhatap alma ve kendisiyle tekellüm etme ayı. İnsan olmanın yükünü omuzlayan yalnız ve suskun kalpler için bir nimettir.Ramazan yapılan iyiliklerin, ecirlerin onlarca kat arttığı bu mübarek ayda, tüm kardeşlerimizi, başta savaştan kaçan mağdur ve mazlum kardeşlerimizi ve deprem ve sel felaketinden etkilenen kardeşlerimiz olmak üzere, mağdur ve muhtaç kardeşlerimize sahip çıkmaya çalışalım. Bu Ramazanda en büyük kazancımız Biz bazen kuyuya atılan Yusuf, Bazen denizi yaran Musa, Bazen Müslümanım diyenlerce katledilen Hüseyin ve bazen de gemileri yakan Tarık bin Ziyad olsak ta asla küfre, zulme boyun eğmedik ve eğmeyeceğiz diye haykıracağımız bir şuur olması gerekir.
Bu bereketli günleri nasıl değerlendirelim?
- Bol bol Kur’ân-ı Kerim okuyalım.Özellikle ya ailemizle ya da camilerimizde mukabele halkalarını oluşturalım.
- Peygamber Efendimiz (sas)’in şefaatini ümit ederek, O’na salât ü selâmlar getirelim.
- Kaza veya nafile namazlar kılalım.
- Dünyaya gönderiliş amacımızı ve gidişatımızı düşünerek tefekkürde bulunalım. Nefis ve hayatımızın bir muhasebesini yapalım.
- İşlediğimiz günahlar için bu bereketli günlerin yüzü suyu hürmetine samimi ve gönlümüzden gele gele tövbe ve istiğfarda bulunalım.
- Bir dua listesi oluşturarak sevdiğimiz insanlara bol bol dua edelim.
- Gündüzleri oruç geceleri de teravih ile değerlendirerek haftanın belirli günlerinde teheccüd namazı kılalım.
- Oruç tutmamız yanında elimizdeki imkanlar nispetinde muhtaç olan insanlara maddi yardımlarda bulunarak onları sevindirmeliyiz.
Merhaba Ya Şehr-ı Rahman; bu ayda Rahman olan Allah, tüm rahmet kapılarını açtığı ve şeytanları zincire vurarak Müslümanlar başta olmak üzere tüm insanlığa rahmet kapısını açtığı aydır. Ramazanınız mübarek olsun, İslam aleminin vahdetine vesile olsun. Ramazanın İslam coğrafyasında kan, gözyaşı zulmün, ihanetin işgalin vahşetin son bulması ve Siyonist işgali altında ki Gazze ve Mescidi Aksa’mızın ila nihaye özgürleşmesine, Şam, Bağdat, Halep, Arakan, Yemen Doğu Türkistan ve dünyanın tüm coğrafyalarında Rabbim Allah’tır diye küfrün ve zulmün gadrine uğramış tüm mazlumlara kurtuluş nasip etmesini Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.
Rahmetin sağanak sağanak yağdığı günlerini son Ramazanımız olarak ciddi bir şekilde değerlendirmek ümidiyle Bir şairimizin şiiri ile yazımızı sonlandıralım.
Hoş geldin ey on bir ayın Sultanı
Hoş geldin bize getiren Yüce Kur’an ı
Hoş geldin Ümmetin af ve gufran ayı
Hoş geldin müminlerin oruç ve huzur ayı.
Hoş geldin mukabele, zikir ve dua ayı
Hoş geldin yardımlaşma ve kardeşlik ayı
Hoş geldin muhtacın halini anlama ayı
Hoş geldin Şeytanların zincire vurulma ayı.
Son olarak Merhaba Ya Şehr-ı Rahman; bu ayda Rahman olan Allah, tüm rahmet kapılarını açtığı ve şeytanları zincire vurarak Müslümanlar başta olmak üzere tüm insanlığa rahmet kapısını açtığı aydır. Ramazanınız mübarek olsun, İslam aleminin vahdetine vesile olsun
Elini diline sağlık olsun Sayın Hocam