HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı, bu hafta sadece deprem bölgesinin sorun ve sıkıntılarına odaklanan partisinin gündem değerlendirmesini paylaştı.
Ramanlı, bu haftaki gündem değerlendirmesinde depremzedelerin sorun ve sıkıntılarını ele aldı, söz konusu sorun ve sıkıntılara yönelik çözüm önerilerini paylaştı.
Partisi adına depremde ve sellerde vefat edenlere başsağlığı dileyen Ramanlı, “Memleketimiz büyük bir deprem afeti ile karşı karşıya kalmıştır. Millet olarak depremin yaralarını sarmaya çalışırken geçtiğimiz hafta sel felaketi ile de yüz yüze geldik. Deprem ve sel felaketlerinde hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz.” dedi.
“HÜDA PAR olarak depremin ilk anlarından itibaren sahada olduk”
HÜDA PAR olarak depremin ilk anlarından itibaren sahada olduklarını anımsatan Ramanlı, “Kahramanmaraş Merkezli 6 Şubat Depremlerinin yaşandığı ilk günden itibaren Genel Başkanımız, Genel Başkan Yardımcılarımız, genel idare kurulu üyelerimiz, il ve ilçe teşkilatlarımız ile birlikte afetin yaşandığı 11 ilimizde il merkezleri ile birlikte, ilçeleri, mahalleleri ve köyleri ziyaret ettik. Ziyaretlerimiz ve sahadaki çalışmalarımız halen devam etmektedir. Afet Koordinasyon Merkezimiz Genel Başkan Yardımcılarının Başkanlığında 12 Ekip ile depremden etkilenen 11 ilimizde aralıksız olarak çalışmalarını yürütmektedir. Buna ilave olarak depremin yaşanmadığı illerdeki İl Başkanlarımız da İl Yönetimleri ile birlikte depremden etkilenen kırsal köy ve mahalleri ziyaret etmektedirler.” ifadelerini kullandı.
“Parti olarak depremzedelerin sorun ve sıkıntılarını yerinde inceledik”
Parti olarak depremzedelerin sorun ve sıkıntılarını yerinde incelediklerini ve gerekli çözümler için yaptıkları faaliyetleri paylaşan Ramanlı, “Kahramanmaraş Merkezli 6 Şubat Depremlerinin yaşandığı ilk günden itibaren Afet Koordinasyon Merkezimiz bünyesinde 12 Ekip oluşturularak depremden etkilenen 11 ilin merkezi, 59 ilçe merkezi, 1261 mahalle ve köy ziyaret edildi. Yetkili makamlar, muhtarlar ve afetzede halkımız ile görüşüldü, sorun ve talepleri alındı, rapor edildi ve çözüm yolları arandı. İlk günden itibaren üyelerimizin de gönüllü olarak destek verdiği sivil toplum kuruluşları, dernekler, vakıflar ve cemaatler hem arama-kurtarma çalışmalarında hem de afetin yaşandığı illerde sıcak yemek ikramında bulundu. Kuru gıda, giyim, bebek ve kadınlara özel ihtiyaç malzemeleri dağıtıldı. Battaniye, soba, yakacak vb. gibi ihtiyaçlar karşılandı. Halen Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya’da sivil toplum kuruluşlarının kurmuş olduğu aşevlerinde günlük 50 bin kişilik sıcak yemek üretilmekte ve çadır kentler başta olmak üzere kırsal köylere kadar sıcak yemek ulaştırılmaktadır.” dedi.
HÜDA PAR olarak yaptıkları görüşme ve ziyaretler sonucunda alınan sorun ve tespitleri sıralayan Ramanlı, depremzedelerin çadır taleplerinin olduğunu belirtti.
“Deprem bölgelerinde, toplam 4 bin 575 adet çadır talebi bulunmaktadır”
İllere göre depremzedelerin çadır taleplerinin sayısını paylaşan Ramanlı, “İl ve ilçe merkezlerinde kurulan çadır kentler ve kırsal mahallelerde ve köylerde halka dağıtılan çadırlara rağmen halen çadır ihtiyacı bitmemiştir. Adıyaman’da 328, Hatay’da 2030, Kahramanmaraş’ta 1724, Gaziantep’te 82, Osmaniye’de 251, Malatya’da 160 adet olmak üzere Toplam 4575 adet çadır talebi bulunmaktadır.” şeklinde konuştu.
“Bu taleplerin haricinde çok sayıda camii ve mescit yıkıldığı için çadır mescitlere de talep vardır.” diyen Ramanlı, depremzedelerin konteyner başta olmak üzere banyo, lavabo, elektrik, su ve ısınma problemlerinin olduğunu söyledi.
“Sorunlara kalıcı çözümler üretilememesi çadır kentleri ‘esir kampına’ benzetmelerine yol açmıştır”
Ortak kullanım alanlarının mahremiyet başta olmak üzere birçok sıkıntıları beraberinde getirdiğini belirten Ramanlı, şöyle devam etti: “Yaşlı, engelli ve kronik hastası olan aileler, haklı olarak konteyner talebinde bulunmaktadır. Her çadır kentte bu durumda olan aileler mevcuttur. Ortak kullanım alanları olan lavabo, tuvalet ve banyolar sayı olarak yetersiz olup tuvalet ve lavaboların çadır kentin dışında kurulması yüzünden, kadınlar, yaşlılar ve çocukların kullanımına uygun değildir.. Lavaboların temiz kullanılması açısından da sorunlar mevcuttur. Bu alanda temizlik görevlileri istihdam edilmelidir. Çadır kentlerde şebeke suyu, sıcak su ve içme suyu konusunda sorunlar devam etmektedir. Lavabo, tuvalet ve banyoların önünde kuyruklar oluşmakta bu durum mahremiyet açısından oldukça sıkıntı oluşturmaktadır. Çadır kentlere elektrik verilmemektedir. Çadır kent sakinleri telefonlarını bile şarj etmekte zorlanmaktadır. Çadırlarda ısınma ve hijyen sorunu devam etmektedir.”
Depremzedelerin yeterince seslerini duyuramadıklarını ve bundan dolayı onların seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirten Ramanlı, “Çadırkent sakinlerinin yaşadıkları sıkıntılarla ilgili olarak seslerini yeterince duyuramaması, yaşadıkları sıkıntıların bir kısım yetkililerce görmezden gelinmesi, sorunlara kalıcı çözümler üretilememesi ve gittikçe çaresizliklerin artması, depremzedelerin yaşadıkları çadır kentleri ‘esir kampına’ benzetmelerine yol açmıştır. Bu söyleme sıkça rastlanmaktadır. Büyük küçük her ne sorun varsa çözülmesi için azami gayret sarf edilmelidir.” çağrısında bulundu.
Depremzede kadınların sorunları ile ilgilenecek kadın görevlilerin olmasının önemine değinen Ramanlı, “Başta Çadır kentler olmak üzere barınma alanlarında özellikle kadınların ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında kadın görevlilerin bulundurulması önem kazanıyor.” dedi.
Depremzedeler için koordinasyon aksaklıklarından kaynaklı bazı durumların olduğunu anımsatan Ramanlı, “Barzani Yardım Vakfı tarafından 17 Şubat’ta Adıyaman’da Kayalık Mahallesi 3. Çevre Yolu Caddesi’ndeki boş arazide kurulan 500 çadırlık çadır kent halen boştur. Eğer yerleştirilecek insan yoksa bu çadırların ihtiyaç olan yerlere gönderilmesi faydalı olacaktır.” ifadelerini kullandı
“Depremzede, Çiftçi ve hayvan besicileri desteklenmeli”
Çiftçi ve hayvan besicisi depremzedelerin sorun ve sıkıntılarının çözüme kavuşması gerektiğini belirten HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı, “Çiftçinin, tarım üreticisinin ve hayvan besicisinin yerini ve yurdunu terk etmemesi için gerekli önlemler alınmalı ve çiftçinin köyünde kalması sağlanmalıdır. Yem, ilaç, mazot, gübre vb. girdilerde ciddi indirimler yapılmalıdır. Özellikle mevsim itibariyle ilaç ve gübre zamanı geldiğinden bu konuda hızlı bir şekilde adım atılmalıdır. Köylü besicilerin barınak ve yem konusunda talepleri vardır. Köylü ürettiği süt, peynir, tereyağı, yumurta gibi hayvansal ürünleri pazarlayamadığını, ürünlerini satabilecek bir alan oluşturulması için talepte bulunmaktadır.” şeklinde konuştu.
“Depremzedelere, mobil iletişim, sağlık hizmetine erişim ve temiz su şebekesi sağlanmalı”
Depremzedelere, mobil iletişim, sağlık hizmetine erişim ve temiz su şebekesinin sağlanması gerektiğini belirten Ramanlı, “Başta Turkcell olmak üzere tüm GSM operatörleri afet bölgelerinde şehir merkezlerinde bile hizmet veremediler. Aradan 40 günden fazla bir süre geçmesine rağmen halen kırsal yerleşim bölgelerinde sağlıklı bir hizmet sunamıyorlar. İl ve ilçe merkezlerinde belediyelerin şebeke suyu hizmet vermeye başlamışsa da içmek için uygun değildir. Evleri hasarlı olmayan halkın da su sorunu yaşamasına sebep olmaktadır. Belediyelerin su sorununun bir an önce aşmaları gerekiyor.” dedi.
“Yetkililer maalesef halkın arasına yeterince karışmamakta”
Yetkili merciler ile halk arasında iletişimde kopukluklar olduğunu belirten Ramanlı, “Afet Bölgesinde görevli olan yetkililerin yeterince duyarlı olmamasından ve görev ihmalinden dolayı Adıyaman ve Malatya’da sorunlar yaşanmaktadır. Yetkililer maalesef halkın arasına yeterince karışmamakta, gerekli koordinasyonu tam olarak yerine getirememektedir. Yerel yöneticiler ile dışarından destek amaçlı görevlendirilen yöneticiler arasında da yer yer uyum sorunu yaşanmaktadır. Bu da halkın hizmet almasını zorlaştırmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Deprem bölgelerinde sorunlar devam ediyor”
Deprem bölgelerinde sorunların devam ettiğini, yetkililerin kamuoyuna sorunların kalmadığı yönündeki beyanatlarının tepkilere neden olduğunu anımsatan Ramanlı, “Hükümet Yetkililerinin Deprem Bölgesinde Sorun Kalmadığına Dair Beyanatları halk tarafından tepki ile karşılanmaktadır. Bu tr beyanların afet bölgesine gelebilecek yardımların kesilmesine veya azalmasına sebep olmasından endişe etmektedirler. Basına ve kamuoyuna beyanat verirken bu hassasiyetlerin göz önünde bulundurulması gerekir.” uyarısında bulundu.
Depremzedelerin sorun ve sıkıntılarının daha sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşması için, koordinasyonun önemine vurgu yapan Ramanlı, “Afet Bölgesinde özellikle Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’da Koordinatör Bakanlar ve Valiler sahada sorunları birebir takip eden kuruluşlarla sürekli iletişim halinde olmalı, halkın sorunlarının iletilmesi ve sorunların takibi sağlanabilmelidir.” ifadelerini kullandı.
“Depremzede öğrencilerin eğitimleri aksamamalı”
Depremzede öğrencilerin, eğitimlerine devam etmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini söyleyen Ramanlı, “Afet Bölgesindeki köy, mahalle ve çadır kentlerde başta çocuklar olmak üzere eğitim sorunu vardır. Afet Bölgesindeki okulların eğitime kapalı olduğu bu dönmede çocuk ve gençlerin psikolojik durumu da göz önüne alınarak il, ilçe veya köydeki okul idareci ve öğretmenler çadır kentlerdeki eğitim çadırlarında görevlendirilmelidir.” diyerek partisinin çözümünü paylaştı.
“Hasarlı yapılar tehlike saçıyor”
Hasarlı yapıların deprem bölgelerinde tehlike oluşturduğunu ve yıkımın bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Ramanlı, “Yerleşim yerlerinde halkın geçiş yol ve güzergâhlarında çok sayıda ağır hasarlı ve tehlike arz eden bina, su kulesi, minare gibi yapılar mevcuttur. Tehlike arz eden bu yapıların yıkımına öncelik verilmelidir. Yıkılması gereken ağır hasarlı yapıların yıkım işlemi halkı ve çevre esnafını mağdur etmektedir. Bu yapılar hayati tehlike arz etmektedir. Yıkımın yaşandığı köylerde ise her şey ilk günde olduğu gibi duruyor.” ifadelerini kullandı.
“Deprem bölgesindeki köylerin birleştirilmesi bazı sorun ve sıkıntılara neden olabilir”
Deprem bölgesindeki köylerin birleştirilmesinde bazı sorun ve sıkıntıların oluşabileceğini hatırlatan Ramanlı, “Dağlık bölgelerdeki köylerin birleştirilip tek alanda toplu olarak yeniden inşa edilmesinin köylüler arasında çok farklı sorunlara sebep olacağı, tarım ve hayvancılığı da olumsuz etkileyeceği endişesi dile getirilmektedir. Bu konunun yeniden gözden geçirilmesi ve köylülerle de istişare edilmesi gerekir.” dedi.
“Afet bölgesinde ameliyat ve tedaviler aksamamalı”
Afet bölgesindeki hastaların ameliyat ve tedavilerin yapılması gerektiğini belirten Ramanlı, “Afet Bölgesindeki hastanelerde depremden önce alınmış ameliyat ve tedavi randevular vardır. Bunların bir bölümü aciliyet arz etmektedir. Hastalar, hastanelerin normal işleyişine dönmesini ve bekletilen poliklinik ve ameliyat randevuların işleme alınmasını talep etmektedirler. Özellikle çadır kentlerde yaşan hastaların durumu daha bir öncelik arz etmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Afet bölgesinde Ramazan hazırlıkları afetzede halkın durumu göz önüne alınarak yapılmalı”
Mübarek Ramazan ayına sayılı günler kaldığını ve depremzedelerin unutulmaması gerektiğini anımsatan Ramanlı, “Ramazan ayına girmek üzereyiz. Afet bölgesinde Ramazan hazırlıkları afetzede halkın durumu göz önüne alınarak yapılmalıdır. Hem oruç tutacak olanların durumuna göre hem de oruç tutamayacak durumda olan kadın, çocuk, yaşlı, hasta insanların durumuna göre yemek hazırlıkları yapılmalıdır. Halkın ibadetlerini rahat yapabilmesi için gerekli hazırlıklar yapılıp imkân sağlanmalıdır. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı bu kapsamdaki çalışmalarını bir an önce tamamlamalıdır.” dedi.
“Deprem bölgesinden başka bölgelere göç etmek zorunda kalan depremzedeler desteklenmeli”
Deprem bölgesinden başka bölgelere göç etmek zorunda kalan depremzedelerin desteklenmesi ve istihdam konusunda hayatın içine dahil edilmesi gerektiğini belirten Ramanlı, “Başka illere göç etmek zorunda kalan afetzedeler, gittikleri yerlerde fahiş kira fiyatlarından dolayı geçinemediği için memleketlerine dönüp çadırda yaşamayı tercih ediyorlar. Bu durumdaki insanımıza sahip çıkılmalıdır. Afet bölgesi normale dönene kadar mümkünse göç ettikleri yerlerde istihdam edilmeleri ve üretime katkıda bulunmaları sağlanmalıdır.” şeklinde konuştu.
“Depremzedelere her türlü hizmeti yapan sivil toplum kuruluşlarının desteklenmeli”
Deprem bölgesinde, depremzedelere her türlü hizmeti yapan sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi gerektiğini belirten Ramanlı, “Son olarak şu konuya da değinmekte fayda görüyoruz. Sivil Toplum Kuruluşları özellikle de İslami Vakıf ve Dernekler, afetin il anından itibaren arama-kurtarma, sıcak yemek, su, giyim, battaniye, kuru gıda, ısınma gibi alanlarda üyeleriyle, araçlarıyla ve imkânlarıyla şu ana kadar hizmet verdiler ve halen bu hizmetlerini devam ettiriyorlar. Sivil Toplum Kuruluşlarına sıcak yemek için gıda malzemesi takviyesi yapılmalı, dağıtım için araç ve yakıt desteği sağlanmalı ve nitelikli personel desteği verilmelidir. Hâlihazırda kapalı durumda olan resmi kurumların çalışmayan personeli, araç-gereçleri bu faaliyetlerin yürütülmesine tahsis edilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Tespit ve önerilerin depremzedelerin yaralarını sarmak için kamuoyu ile paylaştıklarını anımsatan HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı, “Ümit ediyoruz ki bu tespit ve önerilerimiz yetkililerce dikkate alınır ve milletimizin mağduriyeti bir nebze de olsa giderilir. Rabbimizden milletimizi bu tür afet ve musibetlerden muhafaza etmesini, bizlere yaraları saracak güç ve kuvvet vermesini niyaz ediyoruz. Hepinize hayırlı günler diliyorum.” dua ve temennisinde bulundu.