Ülke genelinde son zamanlarda serpme kahvaltıya olan rağbet artarken bu besin masalarında tüketilmeyen bin bir çeşit gıdanın çöpe atıldığı ve beraberinde oluşan israf her yıl bilançolara yansıyor.
Bazı yemek işletmeler başta olmak üzere bir takım batı kültürünü örnek almış sofralarda çok çeşit içerisinde az tüketim sonrası oluşan israfın maddi zararının yanı sıra manevi boyutunu aktaran İTTİHADUL ULEMA Yönetim Kurulu Üyesi Molla Abdulkuddüs Yalçın, en uygun olan yaklaşımın tüketebilecek kadar yiyeceğin istenmesi olduğunu söyledi.
“Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz. Şüphesiz Allah israf edenleri sevmez” ayeti kerimesiyle israfın haram kılınışının açık olduğunu belirten Yalçın, “Yani bazı hükümler gibi zanni değil, kati bir şekilde haramdır. Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhivesellem de yiyip içmede kibirlice israf edilmemesini belirtmiş, şafii mezhebine göre namaz için hem şart hem ibadet sayılan abdesti de dahil etmiştir. Hadiste ‘Bir nehrin kenarında olsanız bile abdestte fazla su kullanmayın’ buyuruluyor. Dolayısıyla bu hem ayet hem de Efendimizin hadisleriyle hem de kendi tatbikatı ve karşı çıkışıyla fıkhen israf haramdır.” dedi.
“Çöpe giden bir lokma ekmek dahi israftır ve haramdır”
Yemek ve kahvaltı salonlarında başı alınamayan israfa dikkat çeken Yalçın, “Özellikle bazı kahvaltı verilen restoranlar vardır ve bu meşhur olan yerlere parası olanlar rağbet ediyor. Burada tatlılardan, peynir ve zeytin türlerinden, böreklerden sayamayacağımız kadar çeşit var. Bunlara serpme kahvaltı deniyor. Bunun yanında aynı şekilde yemeklerde, mesela ramazan aylarında çok çeşitler hazırlanıyor. Masaya gelen çeşitlerin çoğu masada kalıyor ve çöpe gidiyor.” ifadelerini kullandı.
Yalçın, “Bazı alimler çeşitlerin çoğunu bile israf görmüşlerdir ama bütün alimler çöpe giden yemeğin israf olduğu yönünde hem fikirdirler. Yani burada ittifak vardır. Çöpe giden bir lokma ekmek dahi israftır ve haramdır. Kahvaltılarda bir kişi için bin bir çeşit yiyecek getiriliyor. Bunların her birine birer lokma batırılmışsa yabancılardan aldığımız kültürce maalesef yenilmez ve çöpe gidiyor. Bu da günahtır, vebaldir.” şeklinde konuştu.
“Aç olan insanın kuru ekmekten lezzet bizim bin bir çeşit yemeğimizden daha lezzetlidir”
Sosyolojik yönden bakıldığında Yemen, Afrika, Afganistan ve daha birçok İslam coğrafyasında açlıktan binlerce insan ölür, çocuklar deri-kemik kaldığını sözlerine ekleyen Yalçın, hal bu iken binlerce yemeğin çöpe gitmesinin İslami hükmün dışında bir insanlık suçu olduğunu söyledi.
Yemeği seçerken yenilebilecek kadar istenmesi gerektiğini ifade eden Yalçın, “Yolculuklarda lokantalara gittiğimizde önümüze birden fazla çeşit salata getiriliyor ve bunları bitiremiyoruz. Duyarlı kişi, yiyebileceği kadarını bilmeli ve ona göre sipariş vermelidir. Bunun hem dünyevi hem de uhrevi hesabı vardır. Kişinin, dünyadaki diğer ihtiyaç sahiplerini düşünerek miktarına bakılmaksızın artan parasını fakir bölgelere aktarabilmesi, öteki taraftan da uhrevi hesabı düşünmesi gerekir.” dedi.
Yalçın, “Şu an toplumda tüketim çılgınlığı var. Kişilerde ‘yemesem dahi soframda olmasını istiyorum’ düşüncesi var. Üstad Bediüzzaman’ın buyurduğu gibi bu iştiha-yı kazibedir. Yani adam çeşitlerin bolluğuna ve sofranın güzelliğine bakarak yiyor. Halbuki aç olan insan bir lokma kuru ekmekten de lezzet alır. Hatta onun aldığı lezzet bizim bin bir çeşit yemeğimizden daha lezzetlidir.” diye belirtti.