Bir tek ümmettik 1400 yıl önce ve kardeştik, öyle bir kardeşliğimiz vardı tefrika aramıza giremezdi. Öyle bir kardeştik ki, kardeşinin ayağına diken batması müslümanları rahatsız ederdi. Asrı saadet diyorlardı adına. İşte bakın Ensar ve Muhacir kardeşliğine, kardeşi için malından, mülkünden ve hatta canından bile vazgeçebiliyorlardı Ashab. İşte bu kardeşliklerinden ötürü onlar insanlık tarihi boyunca en muhteşem dönemini yaşadılar. Zulmün, haksızlığın, adaletsizliğin olmadığı bir dönem.
Peki ne oldu da bizler böyle muhteşem bir dönemden acınacak bir duruma düştük. Ne oldu bize Müslüman kardeşimiz gözümüzün önünde kurşunlara dizilirken ses çıkaramaz olduk. Neden Müslümanlar kâfirleri bırakıp ta birbirlerine silah doğrultuyor oldular. Allah cc ” Müminler ancak kardeştir” neden bu ilahi mesaja kulaklarımızı tıkadık. Şüphesiz bu sorunların tek bir cevabı vardır, Kur’an’ı kerimden uzaklaşmamızdır. Kur’an’ı Kerim’de ne zaman uzaklaştıysak o kadar zulme maruz bırakıldık, haklarımız ellerimizden alındı, beldelerimiz, köylerimiz işgal edildi. Zalimler tarih boyunca en büyük hedefleri Müslümanlar’ın Kur’an’dan uzaklaştırmaktı. Çünkü kâfirler ve zalimler çok iyi biliyorlar ki, Kuran’ı Müslümanların ellerinden aldıkları vakit tefrikalar boy gösterecek, ümmet parçalanmış bir halde önlerinde yem olarak duracaktı. Allah’tan hakkıyla korkan Salih müminler hariç bir çok Müslümanın elinden Kur’an’ı çekip aldılar ve bunun sonucu olarak İslam beldelerinde zalimler cirit atıyor.
Ey bu dünya üzerinde yaşayan Müslümanlar, gelin tekrar yek vücud olalım. Gelin vahyin ışığında birleşip zalimleri ve kâfirleri al aşağı edelim. Eğer biz Kur-an’a sımsıkı sarılarak hiç bir İslam beldelerinde kan ve gözyaşı olmayacaktır ve dünyanın hiç bir yerinde Müslümanlara zulüm yapılmayacaktır. Ama biz bir olmazsak unutmayalım hep kanı dökülen, malı pay mal edilen ve gözü yaşlı bizler olacağız.