29 Mayıs günü siyonistlerin düzenleyeceği bayrak yürüyüşü ve Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarına ilişkin ümmet âlimleri basın açıklaması yaptı.
İstanbul’da düzenlenen ve dünyanın dört bir yanındaki 40 kurum, dernek ve bilim insanlarının imzasını taşıyan bir açıklamanın okunduğu ve işgalin Mescid-i Aksa’ya saldırı hazırlıkları hakkında yorumda bulunduğu basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Öyleyse, dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar, Allah yolunda savaşsınlar; kim Allah yolunda savaşırken, öldürülür ya da galip gelirse ona büyük bir ecir vereceğiz. (Nisa-74)
Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a salat ve selam Resulullah sallallahu aleyhi vesellem’İn, ailesinin, ashabının ve kıyamete kadar kendilerini takip edenlerin üzerine olsun
Siyonist işgalciler ve siyonist yerleşimciler, siyonist egemenliklerini teyit etmek, Kudüs’teki Bab el-Amud’a ve mübarek Mescid-i Aksa’ya ulaştırmak ve siyonist bayrak yürüyüşünü gerçekleştirmek için yalanlarını, güçlerini, adamlarını ve şeytanlarını hazırladılar.
Siyonistler 29 Mayıs 2022 Pazar günü, yeni ve son derece tehlikeli bir siyonist planı ve mübarek Mescid-i Aksa’ya siyonist egemenliği dayatmayı, Peygamberimizin miraç yolculuğuna çıktığı yeri hem zamansal olarak hem de mekânsal olarak bölmeyi hedeflemektedirler.
Bu canice siyonist saldırganlığa karşı bu bildiriyi imzalayan bizler, ümmetin âlimleri ve fertleri olarak şunları teyit ediyoruz:
Birincisi: Âlimler olarak şunu teyit ediyoruz ki; şuan karşı karşıya olduğumuz saldırı daha önceki saldırılara benzememektedir. Çok tehlikeli bir saldırı ile karşı karşıyayız. Bayrak yürüyüşü ve mübarek Mescid-i Aksa’ya ulaşmadaki ısrarları bundan sonraki bütün saldırı ve ayinlerini gerçekleştirmede yardımcı olacak bir ön hazırlıktır. Bu saldırı, tüm ümmeti aşağılamaya yönelik saldırganlığı temsil etmektedir. Bu saldırı, Kudüs, Filistin ve hatta yurtdışında büyük olayların başlamasına sebep olabilecek bir saldırıdır.
Bu planlı saldırı ile siyonistler, Mescidi Aksa’da bir haklarının olduğunu ve bu haklarını iade etmeye muktedir olduklarını ilan etmeyi hedefliyorlar. Bu plan çok iğrenç bir plandır ve Mescid-i Aksa’yı yok etmeyi hedeflemektedir.
Allah’ın mescitlerinde O’nun isminin anılmasını engelleyen ve bunların yıkılmasına çalışandan daha zalim kim olabilir? Onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için dünyada bir aşağılanma, ahirette büyük bir azap vardır. (Bakara-114)
İkincisi: Âlimler olarak, mübarek Mescid-i Aksa’nın bütün bölümleriyle, binalarıyla, duvarlarıyla ve surlarıyla; tüm alanıyla, üstü ve yeraltı ile sadece Müslümanların hakkı olduğunu teyit ediyoruz. Siyonistlerle olan çatışmanın ve mücadelenin odak noktasıdır. Tüm İslam ümmetin davasının merkezidir. Mescidin kendisine veya herhangi bir parçasına yönelik herhangi bir saldırıya karşı tüm ümmet harekete geçmeli ve bu saldırısını durdurmak için mevcut güçle hareket etmelidir.
Ey iman edenler, ne oldu ki size, Allah yolunda savaşa kuşanın denildiği zaman, yer(iniz)de ağırlaşıp kaldınız? Ahiretten (cayıp) dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama ahirettekine (göre), bu dünya hayatının yararı pek azdır.
Eğer savaşa kuşanıp-çıkmazsanız, O sizi pek acı bir azapla azaplandıracak ve yerinize bir başka topluluğu getirip değiştirecektir. Siz O’na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah, her şeye güç yetirendir. (Tövbe-38,39)
Üçüncüsü: Ümmet âlimleri olarak, siyonistlerin Mescidi Aksa’ya, Peygamberimizin miraca çıkış yerine, İslam Ümmetinin mukaddesatına, karşı başlattıkları bu bayrak yürüyüşü saldırısında Filistin’I ve halkını yalnız bırakmamaları konusunda İslam milletinin yöneticilerini ve halklarını uyarıyoruz. Bu saldırının tüm ümmetin dinini, akidesini ve mukaddesatlarını hedef aldığını hatırlatıyoruz. Filistin’i ve halkını yalnız bırakmak, mukaddesatları çiğnetmek ve siyonist saldırılarına karşı durmamak hem bu dünyada hem de ahirette büyük musibetlerin habercisidir.
Dördüncüsü: Ümmet âlimleri olarak Filistin direniş gruplarını selamlıyor ve onların kararlı duruşlarına ve siyonist bayrakların mübarek Mescid-i Aksa’ya ve Bab Al-Amud’a ulaşma planının bir savaş ilanı olduğuna dair açık beyanlarına değer veriyoruz. Siyonist suçla yüzleşmek için pratik planlar geliştirmek için ortak bir komuta odası oluşturulmalıdır.
Beşincisi: Âlimler, siyonist oluşumla savaşında milletin Filistin direnişine desteğinin ve Allah’ın salat ve selamı O’nun üzerine olsun tüm maddi ve manevi yollarla, ilhak planına karşı Filistin direnişini desteklemek, Yüce Allah yolunda bir cihat şeklidir.
Altıncısı: Âlimler, siyonist varlıkla normalleşmeye koşan rejimlerin ve resmi figürlerin, halkımıza, milletimize ve kutsallarımıza karşı işlenen suçlara ortak olduğunu ve bu kibir, küstahlık ve onlara karşı sistematik suçların sorumluluğunun da suç örgütüne ait olduğunu tasdik etmektedirler. Âlimler de, onların bu itiş kakışlarının kendilerine Allah’tan dünyada ve ahirette hiçbir fayda sağlamayacağını tasdik etmektedirler.
Yedincisi: Ulusun âlimlerini, seçkinlerini ve düşünce liderlerini, Mescid-i Aksa davasını ulusun çocuklarının kalbinde diriltmek için enerjileri seferber etmeye ve çabalarını seferber etmeye, onları mevcut tüm araçlarla onu desteklemeye yönlendirmeye çağırıyoruz.
Mescid-i Aksa halkının sebatında mübarek Mescid-i Aksa’daki çalışmalarımıza katkı sağlayan Mescid-i Aksa’nın çeşitli maddi ve ilmi projeleri ve çeşitli İslam ülkelerindeki bilim adamları tarafından yönetilen bugünden itibaren öfkeli gösteriler düzenlemek ve İslam dünyamızın neresinde olurlarsa olsunlar siyonist varlığın büyükelçiliklerini kuşatan oturma eylemleri düzenlemek de dâhil olmak üzere, mübarek Mescid-i Aksa’yı desteklemek için kitleleri harekete geçirmek için çalışın ve mümkün olan her yerde ve özellikle Avrupa’da davamızı desteklemek için küresel kamuoyunu harekete geçirmek ve bu acımasız siyonist varlığın zorunlu yönüne bir hakarettir.
Sekizinci: Âlimler, Mescid-i Aksa’nın iki kardeşi olan Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Nebevî’nin âlimleri ve vaizleri başta olmak üzere İslam ümmetinin bütün âlimlerini, savunucularını ve vaizlerini enerjilerini seferber etmeye ve gayretlerini seferber etmeye çağırırlar.
Dokuzuncusu: Siyonist kibir karşısında toprağına ve mübarek Mescid-i Aksa’nın avlularına bağlı, normalleşme, boyun eğme ve boyun eğme girişimlerini reddeden Kudüs halkını selamlıyoruz.
Müslümanların hakkı ile birlikte iradesini tam ve eksiksiz bir şekilde kabul ettirmek, siyonist Yahudilerin akınlarını ve bayrak yürüyüşünü önlemek için Mescid-i Aksa’yı seferber etmek yasal bir görevdir.
Onuncusu: Bildiriyi imzalayan bilim adamları, ülkenin tüm bilim adamlarını çabalarını koordine etmeye, birbirleriyle yakın iletişim kurmaya ve siyonist suçla yüzleşmek için birleşik bir çalışma metodolojisi ve ortak, koordineli ve yoğun mekanizmalar ve programlar üzerinde anlaşmaya çağırıyor.
Milletin âlimleri,israil ve Miraç topraklarının müdafaasında ve Allah’ın Resulü’nün (Allah’ın salat ve selamı üzerine olsun) desteklenmesinde çabaların birleştirilmesi ve koordine edilmesinde öncü olmalıdırlar.
Mescid-i Aksa, bugün her çabaya ve her eyleme en çok ihtiyaç duyulduğu andadır. O halde Mescid-i Aksa’ya destek olmayı seçen, feyz ve şeref yoluna ulaşmış, bu yoldan vazgeçen ise kendini aptal yerine koymuş ve rezil olmuştur. Zulmedenler, hangi bozgunculuğa yüz çevireceklerini bilirler.”