DOLAR
34,7346
EURO
36,5353
ALTIN
2.952,37
BIST
9.827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Diyarbakır
Az Bulutlu
11°C
Diyarbakır
11°C
Az Bulutlu
Çarşamba Çok Bulutlu
12°C
Perşembe Az Bulutlu
13°C
Cuma Parçalı Bulutlu
13°C
Cumartesi Çok Bulutlu
13°C
Advert

Ana Dilde Eğitim Neden Önemlidir

03.02.2022 18:46 | Son Güncellenme: 03.02.2022 18:52
760
A+
A-

Dil bir insanın kendini ifade etme araçlarının başında gelir. Kişinin kendini ifade edebilmesi diğer insanlarla iletişim kurabilmesi çevresini tanımlayabilmesi dil aracılığıyla gerçekleşir. “Dil konuşma yeteneği olanlar arasında ulusal duygunun gelişmesini sağlayan, insanlara ortak ülküler etrafında aitlik ve dayanışma duygusu veren bir değerdir.”

Anadil; insanın mensup olduğu aile, kabile, aşiret veya kavmin konuştuğu dildir. Dolayısıyla anadil aynı zamanda bir mensubiyeti ve böylece kimliği ifade eder. İnsanlar genellikle konuştukları dile mensup kabul edilirler. Kürt–Kürtçe, Türk–Türkçe, Arap–Arapça gibi… Dünyanın bütün halkları konuştukları dille tanımlanırlar. Dil yok oldu mu o halk da yok olur. Çünkü bir halkın dili onun kültürü, edebiyatı, eğitimi, öğretimi, bilimi, geleneği, göreneği, hukuku, kanunu… Her şeyi demektir. Bir halk diliyle vardır.

Anadilde eğitim bu anlamda çok hayati bir öneme sahiptir. Bir dilin gelişip güncellenmesi için eğitim dili olması şarttır. Eğitim dili aynı zamanda bir halkın ortak dilidir. Yöresel ağız farklılıkları ve hatta şive farklılıkları eğitim diliyle bütünleşirler.

Kürtçenin gelişerek günümüze kadar bütün yasaklamalara rağmen varlığını koruması, medreselerdeki eğitim dili olmasındandır. Her ne kadar sınırlı da olsa bu devinim Kürtçenin korunmasında önemli bir rol oynamıştır. Medreselerin resmi eğitim kurumu olduğu dönemlerde pozitif ilimlerde de eğitim veriliyordu. Tıp, astronomi, matematik, fizik, kimya, mühendislik, felsefe, mantık vs. hemen hemen bütün alanlarda dil aktifti. Belli bir alanla sınırlandırılmamıştı. Melayê Ciziri’nin şiirlerine bakıldığında bu alanın ne kadar geniş olduğu görülüyor. Burada eğitimin dile kattığı zenginliği görüyoruz.

Bir dilin yaşayabilmesinin iki dayanağı vardır. Birincisi: Eğitim dili olması… İkincisi: İletişim dili olması… Bu ikisi birlikte ortadan kalkarsa o dil ölür. Unutulan ve yok olan dillere bakın hepsinin yok oluşunda bu iki faktörün beraber ortadan kalktıklarını görürsünüz. İkisi birlikte ortadan kalkmamalı…

Kürtçe bugün bu tehlikeyle karşı karşıyadır. Kürtçe varlığını medreselerdeki –sınırlı da olsa– eğitime ve iletişim dili olmasına borçludur. Ama son çeyrek asırdır bu iki dinamiğini yitirmeye başlamıştır. Medreselerde eğitim dili Türkçeleşti. Bu yetmezmiş gibi son dönemlerde iletişim dili olmaktan da çıkmaya başladı. Bugün birçok Kürt çocuğu Kürtçeyi konuşamıyor. Konuşabilenler de yarım yamalak, yarısı Türkçe olan bir dil konuşuyor. İletişimin en sık yaşandığı ev, işyeri, okul, sokak, çarşı–Pazar gibi yerlerde artık Kürtçe değil Türkçe konuşuluyor. Kürtçe birçok kelimenin yerini Türkçe kelimeler almış. Dil yavaş yavaş unutuluyor. Dilin tekrar canlanması ve kendini toparlayıp yenilenerek güncellenmesi için eğitimi şarttır.

Anadilde eğitim her halkın en temel haklarından biridir. Bunun yasaklanması büyük bir zulümdür. Dillerin farklılığı aynı ülke sınırları içinde yaşayan halkları parçalamaz. Halkları parçalayan diller değil, kendini üstün ve farklı görme saplantısıdır.

Bugün birkaç resmi dili olan birçok ülke var. Örneği İsviçre… Farklı dillerin oluşu onları parçalamış değil… Tam aksine gelişmelerine, kültürel zenginliklerine sebep olmuştur. Bir lisan bir insan demektir. Tek lisana mahkûm olmaktansa birkaç lisanın olması bir avantaj değil mi? Kaldı ki Kürt dili Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan halklardan nüfus yoğunluğu en fazla olan ikinci halkın dilidir. Ve bu halk ülkenin iki bölgesinde –ki şu an batı illerinde de birçok yerde hatırı sayılır bir nüfusa ulaşmıştır– nüfusun yüzde doksanından fazlasını oluşturuyor.

Anadilde eğitimin önünü tıkayan zihniyetin temelinde ırkçılıktan başka bir şey yoktur. “Ben anadilimde eğitim görürüm; ama başkası göremez. Benim dilim resmi dil; ama başkasınınki olamaz” demek kendinden başkasını kabul etmemektir. Bunun birlik–beraberlik, bütünlükle bir ilgisi yoktur. Dil birliği bütünlüğü oluşturmaz. Oluştursaydı Arapça konuşanlar bugün bölük pörçük olmazlardı.

Birlik ve beraberliği eşit hak ve özgürlüklerde birleşmek meydana getirir. Aynı idealleri paylaşmak, aynı hedefe yönelmek, aynı hayalleri paylaşmak kenetlenmeyi sağlar. Bunlar yoksa aynı dili de konuşsanız, aynı dini de paylaşsanız, aynı devlette de yaşasanız boştur. Birlik ve beraberlikten söz edemezsiniz.

Son olarak; Kürtçenin korunup gelişmesi için eğitim dili olması gerekmektedir. Bununla birlikte bu sağlanana kadar tekrar iletişim dili olmalıdır. Evlerde, çarşı pazarda, iş yerinde vs… Kürtçe konuşulmalıdır ki böylece Kürtçe tekrar iletişim dili haline gelsin…

ETİKETLER: , ,
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.