Milli piyangonun bir kumar türü olduğunu ve bu oyunun başına “Milli” ifadesi bırakılmasının hiçbir meşruiyet kazandırmadığını dile getiren İTTİHADUL ULEMA Genel Sekreteri Molla Muhammed Özer, yılbaşının; kapitalizmin, seküler anlayışın harcama çılgınlığını fırsat olarak kullandığı bir gün olduğunu belirterek Müslümanların yılbaşı ve milli piyango gibi yaklaşımlardan korunması gerektiğini söyledi.
Türkiye’de on yıllardır yılbaşına özel kumarlar oynatıldığını söyleyen Özer, “Bu konuda hem Kur’an-ı Kerim’de hem de Hazreti Muhammed’in sünnetinde ulamanın icmaıyla kumarın her çeşidi haramdır. Bu kumarın devlet eliyle veya bireysel yapılması herhangi bir meşruiyet kazandırmaz.” diye belirtti.
Müslüman için meşruiyetin asıl kaynağının Kur’an-ı Kerim olduğunun altını çizen Özer, “Allah-u Te’ala Kur’an-ı Kerim’de ‘Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.’ buyuruyor. Ayetin devamında, ‘Şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?’ buyuruluyor. Tüm bu ayetler kumarın toplumsal zararlarını bizlere anlatıyor.” ifadelerini kullandı.
“Kumarın başına ‘Milli’ ifadesi bırakılması hiçbir meşruiyet kazandırmaz”
Kumar oynamanın kişiyi Allah’ı zikretmekten alıkoyduğunu, namazı kaçırttığını ve Rabbinden uzaklaştırdığını söyleyen Özer, “Bunun yanında kumarın toplumsal zararları vardır. Bu da bir kişinin cebindeki parayı haksız yere almaktır. Kumarın ailelerin yıkımına ve toplumsal facialara neden olduğunu, hatta kumar oynayan insanların ev ve arabalarını bu işe yatırdığını, bunları kaybettiğini görüyoruz. Bir kişinin parasını çalmak ile kumarla elde etmek arasında bir fark yoktur.” dedi.
Müslümanların kendi hayatlarına ölçü olarak Kur’an ve sünneti alması gerektiğini belirten Özer, “Şahısların bu mesele bir şeyler söylemesi, herhangi bir kurumun buna meşruiyet vermesi veya başına milli ibaresi konulmuş olması hiçbir anlam ifade etmez. Halkını korumakla yükümlü olan devletin kumar için kurum oluşturup kişileri oraya yönlendirmesi, devlet eliyle kumarın oynatılması ayrı bir faciadır.” şeklinde konuştu.
“Müslümanların kendilerini yılbaşı ve milli piyango gibi facialardan koruması gerekir”
Özer, “Milli piyangonun miladi yılbaşında çekilişleri yapılıyor. Bugün biz Müslümanlar açısından bir anlam ifade etmiyor. Toplum, o güne yönlendirilerek kumar ve içki gibi İslam’ın yasakladığı tüm çirkefliklerle beraber sabahlara kadar televizyon başlarında tutularak ve başka araçlarla esir alınarak farklı bir kültür empoze edilmeye çalışılıyor. Yani milli piyangoyla beraber yılbaşı kültürünü Müslüman topluma yerleştirilmeye çalıştırılıyor. İkisi de bizler için birer faciadır. Müslümanların muhakkak kendilerini bundan koruması gerekir.” diye belirtti.
Namaz kılan Müslümanın cami çıkışı milli piyango satılan büfelerde sıraya girdiğini, tesettürüyle kendi hayatında İslam’ı yaşayan bir kadının devletin meşruiyetine dayanarak mili piyango alabilmesi durumunu Müslümanlar açısından “Geçersiz” olduğunu belirten Özer, Müslümanın bu tür şeylere karşı kendini korumasının; Allah’ın, Resul’ünün ve ulemanın icmasıyla kat’i bir emir olduğunu söyledi.
“Yılbaşı; kapitalizmin, seküler anlayışın harcama çılgınlığını fırsat olarak kullandığı bir gündür”
Yılbaşı gecelerinde yapılan israf çılgınlığına da değinen Özer, şunları söyledi:
Yılbaşı, seküler anlayışın israf, çılgınlık, kumar, içki ve bütün gayrî meşru işler için uydurulan bir kılıftır. Normal zamanlarda kendini haramdan sakındıranlar yılbaşı geldiğinde ona özel bir hazırlık yapıyor. Hadis-i Şerifte, ‘Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.’ buyuruluyor. Yani bir İslam toplumunda olmaması gereken, Batıdan gelmiş, seküler anlayışın harcama çılgınlığı üzerinden kumar, içki, giyim ve benzeri harcamalarla kapitalizmin fırsat olarak kullandığı bir gündür.
Özer, “Bir Müslümanın kendi hayatında dışardan gelmiş gayrî İslami gün ve geceleri kutlaması, onun için bir yumurta dahi hediye etmesine cevaz verilmezken bunun yanında ciddi manada itikadi bazı riskler de taşıdığı ulema tarafından söylenmiştir. Ehli kitap veya inanmayanların herhangi bir sevincine ya da üzüntüsüne ortak olmak Müslüman için ciddi riskler taşıyor. Bunu basit görmemek gerekir.” dedi.