DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Diyarbakır
Yağmurlu
15°C
Diyarbakır
15°C
Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
5°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
6°C
Salı Az Bulutlu
8°C
Çarşamba Az Bulutlu
9°C
Advert

Kalbimizde, Yeni Bir Hücre Türü Bulundu!

Kalbimizde, Yeni Bir Hücre Türü Bulundu!
01.12.2021 14:51 | Son Güncellenme: 18.12.2021 21:51
643
A+
A-

Bilim insanları, kalp çevresinde bulunan ve şimdiye kadar orada olacağına hiç ihtimal vermedikleri yeni bir hücre türü keşfettiklerini açıkladılar.

Araştırmayı yapan araştırmacıları bile şaşırtan bir şekilde, kalpte, genellikle sadece beyin ve omurilikte bulunan bir glial hücreye benzeyen, yeni bir hücre türü bulundu. Kalbin etrafındaki ağ benzeri görünümleri nedeniyle “nexus glia” olarak adlandırılan keşfin arkasındaki ekip, bu yeni hücrelerin gelecekte kalp hastalıklarını ve kusurlarını anlama şeklimizin kilidini açabileceğine inanıyor. Bulgular kısa bir süre önce PLOS BIOLOGY dergisinde yayınlandı.

Çalışmanın ortak yazarı Cody Smith, “Benim için harika bilimin tanımı, daha fazla soru açan keşfettiğiniz bir şeydir. Bence bu, tam da bu tanıma uyuyor” dedi.
Yeni keşfedilen hücreler, beynimizin tıka basa dolu olduğu yıldız şeklindeki çok görevli hücreler olan astrositlere benziyor. Bu hücreler beyinde ve omurgada sinir ağlarının oluşturulmasında ve sürdürülmesinde çok önemli bir rol oynuyor, ancak vücudun başka bir yerinde de bulunabilecekleri şimdiye kadar düşünülmüyordu.

Astrositler, gliyal hücreler olarak bilinen bir hücre sınıfına ait. Bu hücrelerin adı Yunanca “tutkal” kelimesinden geliyor ve hücreleri keşfeden 19. yüzyıl nörologlarının, bu hücrelerin sahip olduğunu tespit edebildikleri tek işlev buydu. Günümüzde, gliyal hücreler hakkında biraz daha fazla şey biliyoruz, ancak her şeyi bildiğimizi söyleyemeyiz. Bu hücrelerin, örneğin pankreas, dalak, akciğerler ve bağırsaklar gibi organlar dahil olmak üzere vücudun pek çok yerine bulunabileceğini biliyoruz; ama buralarda tam olarak ne yaptıklarını bilmiyoruz.

Özellikle beyindeki nöron işlevi için çok önemli olan astrositlerin, periferik sinir sisteminde (PNS), yani vücudun beyin ve omurilik dışındaki sinirlerle birbirine bağlanan kısımlarında neden bulunmadıkları da bilinmiyor.

Smith, “bizim için şaşırtıcıydı” diyor ve ekliyor: “Bu yüzden PNS’de glial benzeri hücreler aradık. [Başyazar] Nina her hafta ofisime daha fazla veriyle geldi ve bunların çoğu benim için ikna edici değildi… Sonunda veriler göz ardı edilemeyecek kadar fazla oldu.”

Başlangıç olarak ekip, son yıllarda hastalıkları modelleyen bilim insanlarının hızla kobay olarak tercih ettiği bir hayvan olan zebra balığına baktı. Zebra balığı kalbinde astrositlere benzeyen bir hücre türü keşfettiler ve türler arası analiz aynı hücreleri insan ve fare kalplerinde de ortaya çıkardı.

Doğumdan önce, sonunda yüzümüzü ve düz kaslarımızı oluşturmaya devam eden aynı hücre grubundan oluşan hücreler, çıkış yollarından kalbe yayılıyor ve bu, nexus glia’nın işlevi hakkında önemli bir ipucu veriyor.

Dahası, nexus glia, önemli bir glial gelişim geninden yoksun bırakıldığında, kalp atışı düzensiz hale geldi. Nina Kikel-Coury, “Kardiyovasküler bulmacanın yeni bir hücresel parçasını bulabilirsek, bunun gelecekteki çalışmalar için temel oluşturabileceğini düşündüm” dedi.
Bu nitelikteki pek çok keşifte olduğu gibi, tam sonuçları henüz bilmiyoruz. Smith, nexus glia’nın “kalbi düzenlemede oldukça önemli bir rol oynayabileceğini” düşünürken, onların kesin işlevlerini henüz “tamamen bilmedikleri” konusunda uyardı.

Smith, “[Artık] daha önce varlığından bile haberdar olmadığımız 100 sorumuz var, bu yüzden daha önce hiç çalışılmamış bu yolu keşfetmek için onları takip ediyoruz” dedi ve sözlerini şöyle tamamladı: “Bu, temel nörobiyoloji çalışmanın birçok farklı bozukluğun anlaşılmasına nasıl yol açabileceğinin bir başka örneği… Gelecek için heyecanlıyım” dedi.

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.