(Ve sizi bulutlarla gölgeledik; size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik; “Verdiğimiz güzel nimetlerden yiyin” (dedik). Gerçekte onlar bize değil, kendilerine kötülük ediyorlardı. Demiştik ki: “Şu şehre girin, orada bulunanlardan dilediğiniz şekilde bol bol yiyip için, kapıdan eğilerek girin ve af dileyin ki hatalarınızı bağışlayalım. Biz iyi davrananlara fazlasıyla vereceğiz.Fakat zalimler kendilerine söylenenleri başka sözlerle değiştirdiler. Bunun üzerine, yapmakta oldukları kötülükler sebebiyle zalimlerin üzerine gökten acı bir azap indirdik.) BAKARA 57-59
(Hani siz, “Ey Mûsâ! Biz bir tek yiyecekle dayanamayacağız. Bizim için rabbine dua et de bize toprağın mahsullerinden; sebzelerinden, kabakgillerinden, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bitirsin” demiştiniz. Mûsâ ise, “İyiyi kötü ile değişmek mi istiyorsunuz?) BAKARA 61
Bu ayetler, İsrail oğullarının Hz. Musa tarafından, Firavun’un zulmünden kurtarıldıktan sonra verilen nimetlerden ve buna karşılık onların yaptığı nakörlükten basetmetedir. Seyyid Kutup Fi Zizalil Kuran’da bu ayetleri şöyle tefsir eder;
[Uzun süreli bir baskının, bir zorbalığın insanda meydana getirdiği yozlaşmadan daha büyük bir bozulma, daha büyük bir yıkım düşünülemez. Böyle bir yozlaşma insan vicdanında yeşeren bütün erdemleri mahveder, bu erdemlerin dayanaklarını yıkarak yerlerine bildiğimiz kölelik ruhunun tohumlarını eker. Kölelik ruhunun tipik özelliği: Cellât kamçısı altında boyun eğmek, sırtından kamçı kalkar-kalkmaz başkaldırmak, biraz nimet ve güç bulunca anında şımarmaktır.]Fİ ZİLALİL KUR’AN
Bu günde de onlara benzeyenler az değildir. Yüzyıldır Batı emperyalizminin boyunduruğu altında yaşayan, en küçük yetkililerinin önünde sürekli ayakta durup, düğme iliklemeye alışmış olanlar izzetli durmayı nereden bilecekler ki?
Allaha ve Resulüne inandık deseler de acaba ne derece inanmışlardır? Aslında onlar Allahın bir süreliğine mühlet verdiği batı emperyalizminin kölesi olduklarının farkında bile değiller. Onlar izzet ve şerefi gürünürdeki güçte ve maddiyatta sanırlar. Bu yüzden batıdaki ağa babalarından çok korkarlar. Onların her şeye gücünün yettiğini sanırlar. Onlara düşman olmaktansa kendi dinlerine ve dini değerlerine düşman olmayı tercih ederler…
Bu yüzdendir ki örtüye büyük düşmanlık yapar, dua ile bir kurumun açılmasını hazmedemezler. Sanırlarki böyle bir durumda kiyamet kopar ve perişan olurlar. İzzettin Allah da, Allahın dininde ve dini değerlerde olduğunu bilmezler. Sürekli zillet altında yaşadıklarından, zilleti sindirmişler izzet onlara ağır gelmektedir.