“Muhâcirlerin ve ensarın ilkleri ile onlara güzelce uyanlardan Allah hoşnut olmuştur, onlar da On’dan razıdırlar. Onlara, sonsuza dek hep içinde kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlanmıştır. Büyük bahtiyarlık işte budur.” TEVBE 100
Yukarıdaki ayet mealine baktığımızda, peygamberimizin (sav) sahabesini yani arkadaşlarını övmektedir. Hem de öyle övme ile övüyor ki; Allah onlardan razı olmuştur ile yetinmeyip, onlarda Allahtan razı olmuşlar, tabirini kullanmaktadır. Ne kadar da büyük bir makam, dünya ve ahirette ulaşılabilecek en büyük makamlardan birisidir NEFSİ MARDİYE…
Fecr suresi 28. Ayette de “Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!” denerek bu makama dikkat çekilmiştir.
Peki neydi sahabeyi bu kadar değerli kılan şey? Kız çocuklarını, ben kız babasıyım demekten utandıkları için, diri diri gömen, babaları ölünce üvey annelerini bile, bir köle gibi satabilecek kadar, cahil olan, kuvvetlinin zayıfı ezdiği, güçlüysen haklısın, zayıfsan haksızsın. Başka, hiç bir hak hukukun olmadığı bu vahşi toplumdan, nasıl olmuştu da Allahın diliyle övülen bir saadet toplumu, meydana gelmişti? Ne değişmişti ki, onlar bu makama yükselmişti?
Tabi ki İMAN onları bu hale getirmişti. Ne güzel demiş, Üstad Bediüzzaman; “İman insanı insan eder belki de sultan eder.” evet iman kızını kendi eliyle diri diri toprağa gömen Ömer’i (ra), adalet timsali haline getirmişti. Hz. Osman’ı(ra) haya örneğine çevirmiş, Hz. Ali’yi (ra) tek başına dünyaya meydan okuyabilecek bir duruma getirmişti. İman, Uhud Savaşında, müslümanları arkadan vuran, 70 müslümanın şehid edilmesine sebep olan, Halid bin Velid’i peygamberimizin (sav) tabiriyle; Seyfullah yani Allahın kılıcı yapmıştı.
Bu günkü topluma bakın, keyfi istediği için, Samuray Kılıcı ile sokakta rast gele insan doğruyorlar. Kuyumcuya girip soymakla yetinmiyor, orada çocuklarına bir ekmek götürmek için çalışan, garibanı öldürüyorlar.
Hatırlıyorum eskiden insanlar, üzerinde Kur’an yazısı var diye, sigara yapraklarının kabını alıp öper, başına koyardı. Şimdi korkudan Camileri kilitliyoruz… Peki bu günkü toplumumuzu bu hale düşüren ne?
Nasıl ki Hz. Ömer’e, bu mum devletin mumu, içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı var diye, devlet işi bitince söndürüp, kendi mumunu yaktıran İMAN ise, aynı şekilde bugünkü toplumu bu hale düşüren de İman eksikliğidir. Hakiki imanı olan bir kişi, Allah’a vereceği hesabı düşünerek, hareket edeceğinden, kolay kolay kimseye zulüm edemez. Kimsenin hakkını hukukunu yiyemez. Hele hele cezası, ebedi cehennem olan kasten adam öldürmekten, bahs bile edemez.
Maalesef son yüzyılda yanlış uygulamalar bile bile dininden, imanından, maneviyatından uzaklaştırılan bu nesil suç makinesine dönüşmüş durumda…
Rabbim akibetimizi hayr etsin. Bizi ve çocuklarımızı, Siratı Müstekim üzerine Hidayet etsin inşallah…