Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam usve-i hasene ve âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz Muhammed (sav) e aline ashabına ve ona tabi olan inananların üzerine olsun.
Yüce Allah`a şükürler olsun ki, yeniden üç aylara kavuştuk. Rahmet, mağfiret ve bereketin ayları olan bu ayların idrakinde olma şuurunu kuşanarak olabildiğince feyzinden ve bereketinden faydalanarak adeta içinde nice bereketler barındıran nisan yağmurları gibi karşılamayı ve değerlendirmeyi Yüce Allah bizlere nasip ve müyesser eylesin.
Müslümanlar için her yıl manevî bir iklimin hüküm sürdüğü ve Ramazan bayramıyla sona eren bu zaman dilimi, Müslümanlara dinî hissiyat ve ibadet yoğunluğu eşliğinde gündelik hayatlarını sorgulama, yenileme ve zenginleştirme fırsatı sunan ve tüm zamanların en kıymetlisi, büyük bir özlem ve hasretle beklediğimiz namaz, dua, oruç, tevbe,zikir infak, camilerde sohbet vb. rahmetin ta kendisi olan üç aylara kavuşturduğu için Allah’a sonsuz hamdu senalar olsun. Resul-ü Ekrem’in “Allah`ım! Receb ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan`a kavuştur.” (Tirmizi) Evet, biz de Onun (sav) duasına âmin diyoruz. Ona (sav) uyarak aynı duayı ediyoruz.
İnsan tabiatı gereği nisyan ile maluldür. Gaflete veya atalete düşebilir, kendisini yaratan ve bir gaye ile bu dünyaya gönderen rabbinin emir ve yasakları konusunda gevşeklik gösterebilir, kendimizi ve çevremizi ihmal edebilir dünyanın keşmekeşliğinin insanları sarhoş ettiği bir zaman diliminde tekrar Rabbine dönmeyi tekrar ibadetlerden lezzet almayı, kısa bir sürede ebedi saadeti kazanmayı, hayatımızı tekrar disipline etmeyi, kusur ve hatalardan arınmayı yani tövbeyi, Alah’ın kelamını bol okumayı vb. ibadetlerle bir nevi seferberlik ilan edildiği yapılan amellere sevapların kat ve kat verildiği ve Üstad Bediuzzaman’ın tabiri ile …. üç aylar “pek çok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin (âhiret ticaretinin) bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri (sergisi)” olarak vasıflandırılmıştır. Ve yine sevabının büyüklüğünü şöyle ifade etmiştir. “Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şâban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar. Bu pek çok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhûr-u selâsenizi (üç aylarınızı) tebrik ediyoruz.” (Şuâlar, s. 416)
Üç aylarda ne yapılır merak edenler için bu aylarda Efendimizin yaptığı gibi; bol bol tevbe istiğfar etmeli, oruç tutmalı, teheccüt namazlarını artırmalı, tefekkür etmeli, hayatımızın muhasebesini yapmalı, haramlardan uzak durmalıdır. Şu soruları sormalı kendine ben neyim? Niçin bu âleme gönderildim? Yaratılış gayem nedir? İnsan, sınırlı süreyi doldurunca niçin bu âlemi terk eder ve nereye gider?
Üç ayların faziletlerini sayarsak beş vakit namaz bu aylar içerisinde farz kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim bu aylarda nazil olmuştur. Mübarek gün ve gecelerden dördü bu aylar içerisinde vuku bulmaktadır. Receb ayının ilk cuma gecesi Regaip Kandili, Receb ayının 27. gecesi Miraç Kandili, (Efendimizin Rabbiyle bizzat görüşmesi)Şaban ayının 15. gecesi Beraat Kandili, (Günahlara kefaret, günahlardan Berat gecesi) Ramazan ayının son on gününde bin aydan hayırlı olan Kadir gecesi. Recep, Şaban ve Ramazan’ın içinde bulunduğu üç aylar 2 Şubat Çarşamba günü başlayacak ve üç aylar içinde ilk kandil perşembeyi cumaya bağlayan gece Recep ayının ilk Cuma gecesi Regaip gecesi olacaktır. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü Teâlâ, bu gecede, müminlere, ihsanlar, ikramlar yapar.
Din ve örften gelen ahlaki ve merhamet medeniyetimiz hızla kaybolmuş toplumun önemli bir kesimi merhametsiz, ruhsuz, sevgisiz din ve imandan habersiz yetişen genç dimağları batıl ideolojilerin ve ithal fikirlerin kin, nefreti, aklı sarhoş, uyuşturucu beyinli, ne kadar açılırsa o kadar çok sanatçı olduğunu zan eden edep yoksunu kişilerin rol model olarak sunularak, kirli ideoloji ve siyasetlerine meze yapmak için sadece dünya ve şehvetinden başka bir şey düşünmeyen ve geleceğe karamsar bir şekilde maddi ve manevi girdaplara sokulan bir gençliğin yeniden dirilişini sağlamalıyız.
Diğer zamanlardan farklı olarak Bu mübarek aylara hürmeten haramlara karşı daha dikkatli olacağız. Elimizi, gözümüzü, dilimizi, kulağımızı, midemizi ve nefsimizi neslimizi haramlardan korumak için, başta şirk,nifak ,içki, kumar, faiz, zina, dedikodu, kibir, gıybet ve ırkçılık olmak üzere haramlara giden yolları kapatacak ila-i kelimetullahın hakim olduğu bir düzenin kurulması için de çabalayacağız.
Nefsimizi tezkiye edip, ahlakımızı güzelleştirmeye gayret edeceğiz. Nefsimizi tezkiye etmeye çalıştığımız gibi toplumumuzun da haramlardan ve günahlardan uzak durması için emr-i bi’l maruf ve nehy-i ani’l münker’e de büyük önem vereceğiz. Çevremizde olup bitenlere karşı duyarlı olacağız. Başta evimizde olmak üzere etrafımızda da Allah’ın sınırlarının ihlal edilmemesi için gayret edeceğiz.
Her hafta muhakkak nafile oruç tutmayı alışkanlık haline getireceğiz. Bu oruçlar vesilesi ile yemeden, içmeden uzak durduğumuz gibi dilimizi gıybetten, gözümüzü haramdan, kalbimizi de hasetten uzak tutmaya gayret edeceğiz. Kalbimizi her türlü kin, nefret ve intikam duygularından arındıralım ki, gönlümüz huzura ersin.” Unutulmamalıdır ki yüreklerimizi iman, ilim, hikmet ve hakikat nuruyla aydınlatmadığımız sürece arzularımıza gem vuramayız istek, şehvet, heva ve hevesleri dizginleyemeyiz ve nefsimizi terbiye edemeyiz. Bu sıkıntılar olduğu sürece kalplerimiz feraha kavuşamaz. İmanımız sahih, amelimiz salih olmadan felaha ermemiz dünya ve ahirette saadete ulaşmamız mümkün değildir.
Bu kışta evsizler, muhacirler, mülteciler, savaş mağdurları, çadırlarda hayat sürenler, sokaktaki kimsesizler, donarak ölenler, çadırı sular ve kar altında kalanlar işte gerçek mağdur bunlar. Bunlara sahip çıkmamız gerek bu insani ve İslami olarak en büyük vazifemiz olduğunun farkına varalım.
Önümüzdeki perşembeyi cumaya bağlayan gecede Regaip kandili idrak edeceğiz Regaip; kelime anlamı itibarıyla rağbet olunan, rağbetle istenen şeyler, bol hediyeler anlamına gelir.İhsanlar, ikramlar demektir. Bu gecede dua ve tövbe edenlerin dualarını ve tövbelerini kabul eder af talep edenleri de affeder.
Bu geceye Regaip adının verilmesinin sebebi, Allah’ın affının ve rahmetinin kulları üzerine bol bol yağacağı, günahların bağışlanacağı gece olmasından dolayıdır. Bu gecede Hz Peygamber (SAV), Allah’ın bazı hususî ihsanlarına mazhar olmuştur. Bu geceyi en güzel şekilde ibadet ile tevbe ve istiğfar ile zikir ile bol bol salat ve selam ile nefis muhasebesi ile hayatımızı bir gözden geçirerek tefekkür ederek gecemizi ihya edelim.
Değerli Kardeşlerim! Bu duygu ve düşüncelerle üç aylar ve Regaib Kandilinizi tebrik eder, bu günlerin milletimizin ve İslam âleminin ittihadına, İslam coğrafyasında ki kan ve gözyaşın, katliamların ve işgallerin bitmesi ve ümmetin yeniden izzet ve şerefinin kuşanmasına, insanlığın hidayet, barış ve huzuruna vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim.
