Yetişkinler için “Camilerde Kur’an-ı Kerim’i Öğrenme” çağrısı üzerinde açıklamalarda bulunan Karabayır, “Hangi felsefe ideolojisine düşerse düşsün ahlakı ve gönül temizliğini, aklı ve gönlü en güzel şekilde kullanmayı tarif eden imandan ve Kur’an’dan başka bir çıkışımız yok. Devletimizin birliği, Ümmet-i Muhammed’in dirliği ve kendi ailemizin selameti açısından Kur’an’ı öğretmekten başka çaremiz yok.” dedi.
Fani hayatı anlamlandırmanın tek yolunun rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim ile bütünleşmek, Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek ve öğretmek olduğunu hatırlatan Diyarbakır İl Müftüsü Selim Karabayır, yeryüzünde var olan fitnenin sebebinin, insanların iman hususunda eksik olmaları ve ahlaki değerlerini yitirmelerinden kaynaklandığını söyledi.
“Kur’an kurslarımızın çoğalması için hayırseverlerin kulaklarının çınlamasını istiyoruz”
Karabayır, “Diyanet İşleri Başkanlığımızın emriyle taşrada yapmış olduğumuz hizmetlerimiz var. Yaş sınırı ve bahaneler de kalmadı. Bir kimsenin kalkıp Kur’an’ı öğrenemiyorum bahanesi yok artık. İhtiyaç odaklı kurslar açabiliyoruz. 8-10 kişi bir araya gelip müftülüğe müracaat ettiklerinde ‘Biz Kur’an öğrenmek istiyoruz’ dediklerinde onlara hafta içi her gün 6 saat ders verebiliyoruz. Kendilerine ders vermek zorundayız.” şeklinde konuştu.
Karabayır, Diyarbakır’da salgın öncesinde 40 bine yakın kadının ihtiyaç odaklı C ve D grubu Kur’an kurslarında çok rahatlıkla ders aldıklarını, yıllarca Kur’an öğrendiklerini ve kendilere sosyal bir alan bulduklarını söyledi.
Karabayır, “Depresyon rahatsızlığı olan ve ilaç kullanan kardeşlerimiz Kur’an kurslarımız vesilesiyle ilaçlarını kullanmayı bıraktılar. Çocuklarımız için açılmış ve resmi olan 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarımız var. Kur’an kurslarımızın çoğalması için hayırseverlerin kulaklarının çınlamasını istiyoruz. Eğer onlar yardımcı olup yaparlarsa sınıfın birinde anne, diğerinde de çocuklar rahatlıkla ve güvenli yerde dinlerini öğrenebilir ve eğlenebilirler.” diye belirtti.
“Kendi çocuklarımızı siyasi ve şahsi kaygı taşımadan Müslümanca yetiştirmek zorundayız”
4- 6 yaş grubu çocukların daha çok önem arz ettiğini dile getiren Karabayır, “Çocuklarımız çok küçük yaşta din hususunda sureleri ezberleyebiliyor, temel dini bilgileri çok güzel bir şekilde alabiliyorlar ve en önemlisi de ahlaki değerleri öğreniyorlar. Her felsefe ve her din kendi evladını yetiştirir. Biz Müslümanız, kendi çocuklarımızı siyasi ve şahsi kaygı taşımadan Müslümanca yetiştirmek zorundayız. Çocuk 6 yaşından 60 yaşına kadar dini bir eğitim almasa bile 6 yaşında bir senelik gitmiş olduğu kursta ibadet hayatını yönlendirebilecek kadar dini bilgiler edinebiliyor.” ifadelerini kullandı.
“Kendi neslimizi yetiştirmeden ahlaki değerlerimizi oturtamayız”
Karabayır, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Kendi neslimizi yetiştirmeden ahlaki değerlerimizi oturtamayız ve insanlar artık bunun felsefesini yapmasınlar. İnsanlar bu konuda siyasi ve fıtrata ters konuşuyorlar. Bugün yeryüzünde adaleti, kul hakkının bitmesini, yalanın ve iftiranın, şahsi ve siyasi kaygılarla insanları dolandırmanın ve kullanmanın kalkmasını istiyorsanız sağlam ve ahlaklı bir nesil yetiştirmek durumundasınız. Din ve iman gerçeğini kimse inkâr edemez. İslam, insanın en fazla ihtiyaç duyduğu manevi bir olgudur ve ekmek-su gibidir.”
Modern hayatın çılgınlık seviyesine geldiğini söyleyen Karabayır, “Diyanet İşleri Başkanlığı taşra teşkilatı olarak imamlarımızla, Kur’an kursu hocalarımızla, vaizlerimizle ve bütün personelimizle halkımızın emrindeyiz. Bir imam yılda en az 100 saat yaş sınırı olmaksızın ders vermek zorunda ve verebilir. Cumartesi ve Pazar da dâhil olmak üzere 7 gün 24 saat halkımızın emrindeyiz.” dedi.